İNANÇSAL SÖZLÜK VE TERİMLER
İNANÇ SÖZLÜĞÜAlevilik Hakkında
Ab: Su
Abdal: Kendisini Tanrıya adamış derviş
Abit: Tanrı'ya Kul olmak
Adab: Edep, tebiye
Adem: İlk Peygamber, İlk İnsan
Adil: Doğru ve Adaletli olmak
Adu: Hain düşman
Afak: Gözle görülebilinecek yerler
Agah: Anlamış olmak
Ahd: Söz vermek, Yemin etmek
Ahfat: Torunlar
Ahir: Son
Ahlaki: Güzel Huy
Ahsap: Hz. Peygamberin Muhabbetinde bulunmuş yakınları ve Arkadaşları
Ahsen-I Takvim: Güzel Şekilde yaratılan insan
Akid'e: İnancın süreği
Alaka: ilgi
Alenen: Açıkça
Ali aba: Hz. Peygamberin Ehlibeyti
Ali: on iki imamların atası, ilk imam
Alim: bilgin
Alp: Yiğit, Kahraman, bahadır
Ama: kör olan, gözleri görmeyen
Aman: Yardım için rica bulunmak
Amir: Yönetici
Aziz: Saygı ve Sevgi kazanmış kişi
An: en kısa zaman
Anane: Töre
Anasır: unsur ( Hava, Su, Ateş, Toprak)
Ar: utanmak
Arasat:Haşr, neşir olma meydanı
Asitan: Dergah
Asuman: Gökyüzü
Aşama: Önem ve Değer bakımından yükselen basamakların her biri
Aşina: sevgili
Ateist: Tanrı Tanımaz
Ateşin: Ateş gibi yakıcı
Avam: Halk
Ayal: Hane Halkı
Ayan: açık
Ayn: Göz
Aynel'yakin: Gözle görünen
Azap: Bedensel veya Ruhsal acı
Azık: Yiyecekler
Azim: Düşündüğünü yapmam kararlılığı
Azimüşşan: Şanı Yüce
B içeriği
Bab: Kapı
Bad: Yel
Badire: Sıkıntılı aşama, engel
Bağban: Bağcı
Baki: ölümsüz, kalıcı
Baran: sağanak şekilde yağan yağmur
Bargah: manevi yer, Tekke
Bariz: Göze çarpan, açık
Basir: Görme gücünün kaynağı
Basiret: Görünürlük
Batıl: Doğruluk yanı olmayan, asılsız
Batın: Gözle görülmeyen fakat her şeyde bir güç olan
Bedi: Güzellikle yaratan ve Ahenkle donatan
Bende: Bağlılık
Beytül kudüs: Kutsal ev
Biat: İtaat
Bikes: Kimsesiz, Çaresiz, Yoksul
Bi-nasip: Arzu ve isteğine ulaşamayan
Buğz: kin
Burak: Hz. Peygamber'in ''arş'' yolunda bindiği at
Bürhan: Şahit, Delil
Büryan: Kebap olma , kavrulma
C
Cafer Sadık: on iki imamın altıncısı
Cahil: Yararlı bir eğitim görmeyen
Camia: Topluluk, zümre
Can: Ruh, hayatın madde dışı varlığı
Car: Yardım talep etmek
Cariye: Yabancı topluma esir düşmüş ve bir efendinin hizmetinde ki kadın
Cazibe: ilgi çekici
Cebrail: Dört büyük melekten biri
Cehd eylemek: Gayret göstermek
Celal: Hiddet
Cem olmak: Kutsal Mekanlarda insanların bir araya gelmesi
Cemaat: İbadet veya Muhabbet için bir araya gelen topluluk
Cemal: Yüz güzelliğ, çehre
Cenabı Bari: Var olan, yöneten tanrı
Cendere: Maddi ve Manevi Baskı
Cerrah: Operatör, Ameliyat Doktoru
Cevr etmek: Eziyet, ızdırap vermek
Cezbe: Ruh heyecanı ile Tanrıya yöneliş
Cibillet: Asıl, Yaratılış, huy
Cüda: Sevdiğinden ayrı düşüp hasret çekmek
Cüz-i: azıcık, pek azdır
Çarpık: Asıl düzgünlüğünü yitirmiş
Çarmıh: Dört Mıh,veya suçlu görünen, Hac şeklinde kurulan dar ağacında idam edilmesi
Çatı: Bir yapının üstünün örtüsü veya belli bir maksada yönelik kimselerin oluşturduğu kuruluş
Çec: Samanla karışık tahıl yığını
Çekineklik: Karar verememek
Çehre: Yüz, Sima
Çelebi: Bektaşi ve Mevlevi Pirlerine verilen sıfat
Çerağ- Kandil: Kutsal mekanlarda mum veya benzeri aydınlatıcı ışık
Çeri: Asker
Çerkez: Kafkasya'daki bir ırkın adı
D
Dalalet: Sapkınlık
Damen: Mürşit Eteğinden tutmak
Dana: Bilen, bilgiç, alim.
Dara Durmak: Taliplerin Pirden dua alırken duruş vaziyetleri, Teslim olmak
Dar-ül beka: Ahiret, öte dünya
Dar-ül aman: Muhammed kapısı, kurtuluş ve bağışlanış yeri
Dede: Büyük baba, Ocak zade Alevi inanç önderleri
Dehr: Asır, zaman
Delalet: Klavuzluk, yardımcılık için aracılık
Delil: Yol gösterici ve kanıt
Dem: Güzel Sohbet ve düşünce ile geçen zaman
Der: Kapı
Dergah: Tarikatta olanların ibadet ve töre yaptıkları yer tekke
Derya: Deniz, Okyanus
Dest: El
Deşt-I Kerbela: Kerbela çölü
Desti-gir: elden tutan
Devran: Dünya, kader, felek, zaman
Dıl: Gönül
Didar: Sevgilinin cemali
Dide: Göz
Dildar: Sohbet ehli sevgili
Divan: Yüksek Makam
Düldül: Hz. Peygamber tarafından Hz. Ali'ye armağan edilen bnek at
Dür: inci
Düstur: Genel Kural, usul
Duazı imam:on iki imamların adı geçen deyiş
F
Failatün: Aşk ve Cezbe-I Faaliyet
Fani: Ölümlü
Fatır: Yaratan ve çoğaltan
Fazilet: Erdem,güzel ahlak, ruhi olgunluk
Felsefe: Bir inancın, ilimin ve bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler
Feragat: Bırakmak, Vazgeçmek
Ferman: Buyruk
Fettah: Zafer lütfeden, kapılar açan
Feyz: Verimlilik, bereket, şeref ilim
Feza:Boşluk
Fıtrat: Yaradılış
Fiil: iş, eylem, ekil
Firak: Ayrılık, hasret
Fitne: Hile, ayartma
Fon: belirli bir iş için ayırılan para
Fuzulluk: Vazife ve sınır dışı yapılan iş
Furkan: Kur'an-I kerim hak ile batın arasındaki farkı belirlemek.
Fütursuz: Yiğitlik, cömertlik,gençlik
G
Gaddar: Acımazsız, zulümkar
Gaflet: Kayıtsız kalmak, Dikkatsizlik
Gafur: Sürekli affeden.
Gani:çok cömert, zenginlik
Gayet: Son derece, yeterli
Gavze: cenk, savaş, küçük gaza
Ger: Eğer
Gevher: Mücevher
Girdap: Suların döndüğü anafor yeri
Giriftar: Farkına varmak, bilmek
Gulam: Köle
Gussa: Tasa, kader, hüzün
Gulgule: Uğultu, çağıltı
Gülşen: Gül Bahçesi
Güruh: Değersiz, ayak takımı sürü
H
Hace: Türk büyükleri, babalar
Hakan: Yüce Hükümdar
Hak-I pay: Toprak, ayak tozu
Hakim: Tüm Hikmetlerin kaynağı,bilge, Tanrı
Hakke-l Yakin: Bütün varlığın Hakk'tan ibaret olduğunu bilmek ve kendini bu varlığın içinde saymak, duymak
Hall: İçinde bulunulan durum, vaziyet
Ham: olgunlaşmamış, çiğ
Hangah: Tekke
Har: Dökülüp, savrulan, diken
Harabat: Dünyevi zevklerden arınma
Hariciler: Ayrı, Şia'ya dahil olmayan.
Hars: Kültür, örf, adet, yaşam şekli
Har-u Guş: Kulağı sağır
Has: Güzel, arı, saf, pak,iyi
Haseneyn: Hz. Hasan ile Hüseyin iki güzel manasına gelen bir tabir
Hased: Kıskançlık
Haşr: Kıyamet günü arasat meydanın da toplanmak
Hatem: Yüzük
Haya: Utanma, arlanma
Haydar-I Kerrar: Döne döne hamle yapan. Hz. Alinin sevilen lakabı.
Hayru'n Nisa: Kadınların en hayırlısı. Hz. Fatımanın lakabı
Hazin: Derin ve Acıklı üzüntü
Hazan: Güz/ sonbahar, hazin görünüm.
Heybet: hürmet ve korku hissini veren hal
Hınzırlık: Katı yürekli,kötü kişiler.
Hicran: Ayrılığın verdiği hasret, hüzün
Hicret: göç, Hz.Muhammed'in Mekke'den Medine'ye göçü
Hidayet: Hak yoluna klavuzlanma/kavuşmak
Hilm: Yumuşaklık, sabırlılık
Hilkat: Yaradılış, fıtrat
Hub: Güzel, hoş
Hulk: iç güdü,huy
Hummar: Mest olmuş, sarhoş
Huşu: Tanrıya boyun eğişle dua hali
Hüccet: Belge, tanıt
Hüma: Cennet kuşu
Hümanist: İnsancıl, sevecen
Hünkar: Padişah, sultan, efendi
Hüseyn-I Kerbela: Kerbelada şehit düşen Hüseyin
Hüsn: Güzel davranış
Hüzün: Derin üzüntü
Helenistik: Büyük iskenderden sonraki yunan sanatı, tarihi, kültürü ile ilgili olan.
I
ibn: Oğul
ibadet: Allahtan af-mağrifet dilenmek.
ibret:Kötü olaydan alınan ders
icazet: İzin, onay, onaylamak
idrak: Anlayış, anlama kabiliyeti
ihlas: Temiz yüreklilik, samimiyet, sadakat
ihtar: Tekrar hatırlamak.
İhtiram: Saygı, Saygı duruşu
ikrah: Tiksinme, ,ğrenme
İkrar: Bir sözleşmede, söz vermek
İlahi: Tanrı ile ilgili olan
İllet: Hastalık
İlme'l yakın: Müspet ilim, zahiri bilge.
İlme-I ledün: Tanrıya Has bilgiler.İnsanı kamillere ilham yoluyla gelir.
İkrar bend: Bir mürşide söz verip bağlanmak
İmameyn: İmam Hasan ve İmam Hüseyin efendilerimiz.
İmtina: Kaçınma, çekinme
İnayet: iyilik, Yardım, lütuf
İnsiyatif: Bir iş hakkında bir kimsenin kara verme yetkisi, yeterliliği.
irfan: Bilmek anlamak kültür.
İrşat: Doğru yola sevk etmek.
İrticalen: Doğaçtan konuşma
İsraf: Fuzuli harcamalar
İtham: Suçlama
İvedi: Acele
İzzet: Azizlik, saygınlık
K
Kaale: Önem verilmeyen
Kabus: Dalgın uykuda basan ağırlık
Kadem: Ayak
Kadirişinas: Kıymet bilen
Kail: Söz Söyleyici
Kaim: Var olan
Kal: Söz, Lakırdı, zahiri sözler
Kamu: Bütün, herkes, alem
Kande: Nerde, hani
Karib: Kullarına çok yakın olan Tanrı.
Kasr: Köşk
kelp: Köpekler
Kem: Kötü, fena, noksan
Kenz: Hazine
Kerim: İyilik etmesini seven, cömert
Ketum: Ağzı sıkı, sır saklayan
Kevn-I mekan: varlığın tecelli yeri
Kevneyn: İki alem. Dünya ve Ahiret
Kevser: Cennetteki bir ırmağın adı
Kısas: Hikayeler, benzetmeler
kıyl-ü kaal: Dedikodu, fitne
Kibir: Kendini beğenmişlik, grur
Kisvet: Elbise, esvap, kıyafet
Künt-ü Kenzullah: Tanrı'nın hazinesi.
L
Lal: Parlak kırmızı renkte bir taş. 2. dili tutuk olmak
La mekan: Mekansız, yeri olmayan
Layezal: Zevalı yok, sonu gelmeyen
Leb: Dudak
Lebteşne: Dudağı susuzluktan yanan
Ledün: Gizli ilim
Lütuf: Saygın birinden gelen yardım
Levh-I mahfuz: olmuş ve olacakların yazılı olduğu ilahi levha
Leyl: Gece
Leyl-ü nehar: Gece, gündüz
M
Mağrip: Batı
Mabut: Tanrı
Mah: Parlak ay
Mahdum: oğul
Mah-itaban: Yer yüzünü aydınlatan parlak ay
Mahlas: Şairlerin şiirlerinde kendilerine taktıkları takma ad
Mahluk: Yaratık, yaratılmış
Mahşer: Kıyamet günü ruhların tanrı huzurunda haşr oldukları yer
Mahir: Becerikli ve Marifet sahibi
Mail: Hayranlık duymak
Makam: Rütbe, kademe, yer
Maksut: Arzu, istenilen, istek
Malik: Sahip
Manzum: Dizeler halinde kafiyeli söz ve şiir
Ma'siva: Dünya ile ilgili varlıklar.
Maslahat: Önemli iş,mesele
Masum: Günahsız
Maşuk: Sevilen, aşık olunan
Mazlum: Zulüm görmüş
Mazhar: Erişmek, ermiş olmak
Mecaz: Benzetme yoluyla başka anlamda ki söz
Mecnun: Kays,Leylanın sevgilisi
Mecus: Ateşe tapan
Meczup: Aklını yitirmiş, deli, sapık
Meftun: Hayran, tutulmuş, kapılmış
Mekan: Yer, mahal, sığınak
Melamet: Hakirlik, utanılacak duruma düşmek
Men arafe: kendini bilmek
Menkıbe: Tanınmış ve tarihe geçmiş kişiler hakkında hikayeler.
Menzil: Mesafe, gidilecek yer
Merdan: Mertler, yiğitler
Merhem: yaraya sürülen ilaç
Merhum: Vefat etmiş olan kimse
Merkad: Mezar, kabir
Mersiye: Ağıt
Mesnet: üzerine dayanılan şey
Mestane: Sarhoşçasına, kendinden geçmişçesine
Mesut: Saadete ermiş
Meşk:Alışmak ve öğrenmek için yapılan çalışma
Mevali: Hakk yoluna köle olan
Mevt: ölü
Mezat: Açık artırma ile satış
Miat: vade
Mihman: Misafir
Mihnet: Meşakkat
Minval: Tarz, yol, şekil
Miraç: Hz. Muhammed'in gökyüzüne çıkışı
Misyoner: Bir dini veya Felsefeyi yaymaya çalışan görevli kimse
Mizaç: Huy, yaradılış, insanın fizyolojik yapısı
Mizan: terazi tartı yeri
Mucit: yeni bir buluş icat eden kimse
Mucize: İnsan aklınıalmadığı tabiyat üstü olay
Muharrem: Kameri takvim de birinci ayın adı
Muhasara: Kuşatma, sarma, çevirme
Muhkem: Kitabın anası ''hüküm veren''
Muhibb-I Ali aba: Ehlibeyti sevenler
Muhterem: Sayın saygı değer
Musahip: Yol ve Ahiret kardeşliği
Musibet: Başa gelen sıkıntı, felaket
Müctehid: sadakatlı içtihat sahibi
Mülaki: Görüşen , kavuşan biri
Mümin: Allah'a gönülden iman eden
Münacat: Tanrıya dua, yakarış
Münferit: ayrı, kendi başına olan
Münteha: son, nihayet
Mürebbi:Eğitici
Müreffeh: Refah ve saadet
Mürsel: Gönderilmiş Peygamber
Mürşit: Doğru yolu öğreten, öncü
Mürteci: Yeniliğe karşı çıkan, gerici
Mürevvet: Mertlikle iyilik edici
Müteşabih: Benzeşen ayetler/ cümleler
Müşahede: Görme, gözlemlemek
Müşrik: Tanrıya ortak koşan
Müteakip: Arkadan gelen, ardı sıra gelen
Mütevazi: Gönlü alçak, gösterişsiz
N
Naçar: Çaresiz
Nadan: Cahil, bilgisiz, kaba
Na'iv: Katıksız, saf
Nahak:Haksızlık
Nakkaş: Nakış çizer
Nakkaş-I Ezel: Ezen nakışçı, Tanrı
Nalan: İnleyen
Nam: Ün
Nar: Ateş
Na'sel: Erkek sırtlan
Natamam:Tamamlanmamış, Noksan
Nazil: İniş, inen
Nebat: Bitkiler
Nebi: Peygamber
Necat: Kurtuluş
Necef: Kıymetli taşı ile meşhur olan Arabistan'da bir yer.( Hz. Ali'nin kabrinin olduğu yer.)
Neces: Pislik
Necm: Yıldız
Nedamet: Pişmanlık
Nefis: Kişinin öz varlığı
Nekes:Cimri
Nemrut: Hz. İbrahim'I ateşe atan zalım
Nesne: Her türlü cansız varlık, eşya
Nida: ün, bağırma
Nihan: Gizli
Nikap: Peçe, Yüz örtüsü
Niyaz: Yalvarma, yakarış
Nur: Işık, İlahi gücün tecellisi
Nur-I Hüda: Tanrının nuru
Nusrat: Selamet,zafer
Nuş et: Yararlı sıvı içmek
Nutk: Söz, natıka
Nüzul: iniş, nazil olma
O
Od: Ateş
Onama:Tedavi etmek
Öğe: Unsur
Örf: Halkın kendiliğinden duyduğu gelenek, adetler
Öykü: Ayrıntılı anlatılan olay, hikaye
Özge: Başka
Öz: Bir kimsenin, iç güdü varlığı
P
Pak: Temiz. Arı
Pare: Parça, parça böülünmüş
Paye: Rütbe, derece, mertebe, önem
Payimal: Dağılmış, heder olmuş
Penah: Koruyan saklayan
Pend: Öğüt, nasihat
Pervane: Kelebek
Pervaz: Uçmak
Peyda:Beliren
Peyman:Yemin, and
Pinhan:Gizli
Pir: Yaşlı, ihtiyar, tarikat önderi
Post'nişin: Tarikat dergahının postunda oturan zat
R
Rabb'ül Alemin: Alemlerin Rabbi
Rah: Allah'a ulaşan yol
Rahim: Merhameti sınırsız olan
Rahman: Acıyan
Rayiha: Güzel koku
Refik: Arkadaş
Rehber: Yol gösteren
Remz: İşaret Rumuz
Riya: iki yüzlülük, sözüne güvenilmez
Rasyonel: Us'a/ akıla dayana görüş
Ravza: çimenlik, ağaçlık yer
Rıdvan: Cennet-I alanın bekçisi
Rıhlet: Ahirete göç etmek
Risalet: Peygamberlik
Ruh-I revan: Yürüyen ruh, İnsan
Ruhullah: Hz. İsa
Ruh'ul Kudüs: Mukaddes ruh, cebrail
Ruşen: Aydınlık yüz
Rücu: geri dönüş, vazgeçmek
Ruz-I mahşer: Mahşer günü
S
Sabak: Ders, ödev
Sabitkadem:Yerinde duran, ayak direyen
Sacid: Secde eden
Sadıkane: Sözünde sadık, vefakar
Sahra: Çöl, ova
Salat: Dua
Samed: Yücelik Allah'ın Kudreti
Sail: Gezgin, Dilenci
Sak-I Kevser: Cennet ısmağından su ikram eden
Sam yeli: Sıcak Çölde esen yel
Sanem: Put
Sayrı: Hasta
Sahabe: Hz. Muhammed ile yakın bulunanlar
Savm: Oruç
Savsaklamak: Belirli bir sebebi olmaksızın bir işi geciktirmek
Şebber ve Şübber: İmam Hasan ve İmam Hüseyin Hz.rine verilen ibranice isimler
Seher Vakti: Sabah güneş doğmadan önceki vakit
Sema: Gökyüzü
Semah: Alevi- Bektaşi,Mevlevi erkanlarında aşk ile pervaz dönüş
Semavat-u alem: Gökyüzündeki varlıklar
Ser: Baş, kafa
Serdar: Önder, Başkan
Ser-gerdan: Başı dönen şaşkın
Ser-mest: Kendinden geçme
serv-I naz: Uzun boylu naz eden
Settar: Kullarının ayıplarını örten Tanrı
Seyf: Kılıç
Seyyid Şüheda: Şehitlerin efendisi
Sidretül Münteha: Hz. Muhammed'in arşta ulaştığı en son aşama
Silsile tüz zehep: Altın soy, Hz. Muhammed' Ehlibeytinden gelen soy
Sine: Göğüs
Sudur: Çıkış, Fışkırış, yaratılış
Sulp: Belden gelen soy
Sücud: Secde etmek
Süluk: Yola girmek, yol tutmak
Şah: Yüce zat ve Hükümdar, Padişah
Şah-I Merdan: Mertlerin Şah'I Hz. Ali
Şah-I Alem: Hz. Muhammed
Şar: Şehir, il
Şecere: Soy ağacı, ata soyu belgesi
Şefaat: Hz. Muhammed'in imanlı ümmetine yardımı
Şefkat: Sevgi ve Merhamet hissi
Şahadet: Şahitlik iman
Şehin Şah: Padişahlar Padişahı
Şehvet: Aşırı arzu, istek
Şekavet: Soygunculuk, talan, haydutluk
Şem: Mum veya benzeri aydınlatıcılar
Şems: Güneş
Şems-I Taban: Aydınlatan, Güneş
Şerh: Açıklama
Şerir: Kötülük, şerden yana olan
Şerik: Ortak
Şeş cihet: Altı yön/ taraf
Şeyda: Çılgın aşık
Şia: Hz. Ali'ye taraftar olanlar
Şir-I Yezdan: Tanrı Aslanı, Hz. Ali
Şirk: Tanru'ya eş koşmak
Şid: Hz. Şit Peygamber
Şu'le: Alev
T
Taat: İbadet, Tanrının emirlerini yerine getirmek
Tahir: Temiz, pak
Talib: İsteyen, talep eden
Taşra: Dışarı
Takdiri Huda: Tanrının Hükmü
Taharet :Maddi-manevi Temzilik
Tamu: Cehennem
Tarik-I Müstakim: Doğru yol
Tarik-I nazenin: sevilen ince yol
Tasavvuf: Tanrı'nın birliğini ve evrenin oluşumunu ''vahdet-I vücut'' anlayışıyla, açıklayan bir dini terim
Tayyar: Uçan
Tavaf: Kutsal bir yeri ziyaret etmek
Teber: Kısa saplı balta
Teberra: Sevmeyip yüz çevirmek
Tecelli: Belirmek
Tefekkür: Derin düşünceye dalmak
Tenasüh: Ruh göçü,reenkarnasyon kavramı
Temaşa: Seyretmek
Teoloji: İlahiyat
Teşne: Susamış, susuz
Teslim-I hak: Gerçeği kabullenmek
Tevazu: Gösterişsiz
Tevella: Allah'I ve Peygamberi dost bilip düşmanlarından uzak durmak
Te'vil: Bir söze başka mana vermek
Tevfik: Uygun, muaflık
Tevhid: Tanrıyı bir bilmek
Tezahür: Ortaya çıkmak, belirmek
Tuğba: Cennette olduğuna inanılan bir ağacın adı
Türap: Toprak veya enginlik
V
Vacip: Yapılması gerekli olan
Vahdet: Birlik
Vahdet-I vücud: Tanrı birliği
Vahit: Tek
Vahy: Peygamberlere gelen, Tanrı emri
Vuslat: Kavuşmak, Aşk ehlinin sevdiğine kavuşması
Vefa: Bağlılık
Veyl: Yazık
Vird: Daime ağzında dolaşan, tekrar edilen söz
Y
Yad etmek: Anma Hatırlama
Yar: Sevgili
Yaren: Sevilen dostlar
Yeksan: Tamamen yok olmak
Yılkı: Yabani hayvanlar sürüsü
Z
Zahid: Kaba sofu, Şekilcilik
Zahir: Açık
Zakir: Alevi ibadetlerinde sazı eşliğinde deyiş ve nefesler söyleyen hizmet erbabı
Zakkum: Güzel çiçek açan ve Sütü acı ağaç
Zar: Efkarlı ağlamak
Zaruri: Mecburiyet
Zat: Saygın kişi
Zelil olmak: Hakir, zor ve hor duruma düşmek
Zevahir: Dış görünüşte bir iş yapar görünen
Zinhar: Asla
Zeval: Son
Zirve: Doruk, en üst aşama
Ziya: Işık
Zulmet: Karanlık, Sıkıntılı ortam
ZulümÇ Baskı, vicdansızca hareket
Zümre: Topluluk
İlginizi Çekebilir